“Sallanan sandalyemde oturup, kendim için ördüğüm battaniyemle dizimi de örtmüş
torun seviyorum.. Balkonu geniş bir ev, zemin katta oturmuşum. Önümde bir
bahçe, içinde envai çeşit çiçek, rüzgar estikçe yüzüme hepsinin kokusu aynı
anda gelmesine rağmen, ayrı ayrı algılıyorum yasemini leylağı papatyası yeni
biçilmiş çim kokusunu..
Yılların yüzüme çizdiği derin çizgiler gibi, kulağıma da dalga sesi çalınıyor
vuruyor sahile derinden.. Her vurduğunda karadan bir parçayı beraberinde
götürüyor tıpkı hayat kumsalıma çarpıp durmuş insanlar gibi.. Her kalp ve dalga
karşılaşmasında sonuç bir yaralı bir egosu tatmin olmuş zanlı. Çekildikçe
kalbimin sahilinden kalbimi un ufak yapmış her gelişinde daha da aşındırmış .
Hafif bir tebessüm yayılıyor sonra yüzüme her şey geçip gitti ya..”
Al işte düş kurmakta yasak.. Düş kurmayı unutmuşum.. Düşe bile düş kırıklarımı
saçmışım da basıyorum üstüne bile bile, canını acıtıyorum ruhumun, mazoşist
gibi.. Yaşamak istediklerini es geçip hayatının sonuna doğru olan kısmı
hayal eder mi insan, yaşayamadan… Zaten düş kurmasını da bilmem ki ben,
cesaretimi toplayıp kurduğumda, düşümü düşüren, düş kurduranın ta kendisi
oluyor.. Ne garip değil mi?
Gerçek yaşayacaksın ey gönül, düşte neymiş. Gerçek varken bir gölge kadar
gerçek olamamış düşle işin ne?
Öyle de mazoşistsin; böyle de..
Öyle de mazoşistsin; böyle de..
Samyeli Tuana
Her Hakkım Saklıdır®™
|l|lllll|lll||ll||lll
12041983 0545
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder